Sizin de sabahları uyandığınızda öncelikle günü gözden geçiren bir plan yaptıktan sonra aklınıza gelen iki soru; “Bugün ne yiyeceğim” ve “Bugün ne giyeceğim?” mi?

Bu iki sorudan yemek kısmı her hafta niyetlendiğiniz diyet, vejetaryen veya vegan beslenme kararınıza yönelik olacağı gibi sizi gün içindeki stresinizden uzaklaştırıp mutlu edecek bir hamburger ya da pizza hayali de olabilir. Diğeri ise hızlı moda alışverişlerinizden sonra dolap karmaşasınızda sizi bekleyen yorucu bir sabah…

Yiyecek ile moda kavramının hiçbir ortak özelliği yokmuş gibi görünmesine rağmen söz konusu kavramların başına “hızlı” kelimesini eklediğimizde durum değişiyor. Fast food,da hızlı moda da kitlelere seslenen, her köşe başında kolayca bulunan, uygun fiyatıyla yiyen ve giyen herkesin açlığını/ihtiyaçlarını gideren ve mutlu eden olgulardır.

İşte buradan hareketle fast food ve hızlı moda hayatı kullan-at ekseninde yaşamamıza neden olan iki ana sektör haline gelmiştir. Her gün nasıl aynı yiyecekleri yemek istemiyorsak, aynı kıyafetleri de giymek istemiyoruz. Seçeneklerin çok olmasının, rekabetçi piyasa açısından avantajlı olması, bizi kararsızlığa sürükleyip hep tatminsiz bırakıp mutsuz etmesi açısından ise dezavantajlı olması büyük bir ikilem yaratmaktadır.

Fotoğraf: Unsplash – The Blow up / Hızlı Tüketici’lik Nedir? Kullan-at Kültürü Fazla mı Abartıldı?

Tüketici Kimdir?

Tüketici davranışları 1960’lı yıllardan itibaren bilimsel bir çalışma alanı olarak tanınmıştır. Tüketicinin akademik tanımına baktığımızda; kişisel arzu, istek ve ihtiyaçları için pazarlama bileşenlerini satın alan ya da satın alma kapasitesinde olan gerçek bir kişidir. Esasında bu tanım doğruluğunu devam ettirmekle beraber “Tüketicilik” kavramı ile tüketmek adeta bir görev ve yaşam tarzı haline gelmiştir.

Buna gerçekten ihtiyacım var mı? sorusu unutulmuş ve bir fırtınaya kapılmış gibi tüketen insanlar topluluğu ortaya çıkmıştır. Her şeyin tüketim üzerine kurulduğu hızlıca kullanıp atıldığı bir ekonomik düzen kurulmuştur.

Kullan-at Kültürü Fazla mı Abartıldı?

Normalde kullan-at ürün denildiğinde aklımıza plastik bardak, tabak gibi ürünlerin gelmesi beklenirken, içinde yaşadığımız dönemde dayanıklı tüketim malları dayanıksıza dönmüş, sağlam ürünler modası geçme, hevesin kaçması gibi sebeplerle hep kullan-at kültürünün bir parçası haline gelmiştir. Hatta neredeyse insanların bile birbirleri için kullan-at’a dönmüş durumda olduğu söylersek abartmış olmayız.

21. yy’ı yaşadığımız bu süreçte hayatımıza her gün hızlı tüketime katkıda bulunacak yeni sektörler de eklenmektedir.

Hızlı Tüketime Hizmet Eden Yeni Sektörler

  • Gelecek haftayı beklemeden, reklam seyretmeden oturduğumuz yerden tek tuşla hızlıca içeriğe ulaştığımız online içerik platformları,
  • Evimizde sürekli değişiklik yapmaya olanak tanıyan, can sıkıntımızı evimiz ile atmaya çalıştığımız, eskinin dayanıklı masif ahşap mobilyaları yerine kimi zaman kaliteden ödün veren ama tasarımla ön plana çıkan mobilyacılar
  • Oturduğumuz yerden verdiğimiz siparişleri anında ayağımıza getiren çevrimiçi marketler
  • 7/24 “influence” edildiğimiz e-ticaret siteleri
  • Teknolojide de alışveriş deneyimini hızlandırıp adeta bir moda ürünü alma hızına ulaştıran ekspres teknoloji mağazaları (dayanıklı tüketim ürünlerini bile hızlı tüketimmiş gibi pazarlayan da denebilir)
  • Aşk, arkadaşlık, iş ilişkilerini hızlandırıp tüketilmesine yol açan sosyal medya hesapları…
Fotoğraf: Unsplash – Dan Burton / Hızlı Tüketici’lik Nedir? Kullan-at Kültürü Fazla mı Abartıldı?

Bu sektörlerin ortak özellikleri nedir?

Her şeyin hızlısını tercih etmemizin ilk sebebi maliyettir. Daha az paraya daha çok şey almayı kim sevmez ki? Aynı fiyata daha fazla içecek, ucuz tişörtün her rengini alabilmek insanları bu hıza yönlendiren en önemli sebeptir. Ya da bir sinema bileti fiyatına aylık platform üyeliği.

Diğer sebep, kolay ulaşılabilir olmak. İstediğin zamanda kafa yormadan çaba harcamadan yemek, almak, giymek, kullanmak, seyretmek…

Peki bağımlı hale gelmek de başka bir sorun değil mi? Kötü bir gün geçirdin akşam dev bir pizza söyle, sevgilinden mi ayrıldın hemen alışverişe çık, işinden mi mutsuzsun evinin dekorasyonunu değiştir. Hatta daha da ötesi kendini, tipini değiştir. Ve bütün bunları yapmak için sabretmeye de gerek yok. Bakalım tüketmek daha ne kadar bizi mutlu edecek?

Bir sonraki yazımızda nasıl yavaşlayacağımıza dair ipuçları vereceğim.