İstanbul’un Tarihi Apartmanları Arasında Gezinti | 2. Bölüm
İstanbullu olup detaylı bir İstanbul turu yapamayanlarımız ne kadar çok değil mi? Ya da uzun zamandır İstanbul’u gezmeyi aklına koymuş bir turistsiniz belki de? Her iki durumda da yanıt aslında aynı: İstanbul, gezmekle bitiremeyeceğimiz kadar katmanlı bir şehir.
Belki bu gezi rotalarını belirli temalar halinde gezmek, daha keyifli diye düşünmüş olacağım ki, İstanbul’un MeşApartmanları içeriğinin ikincisini yazmaya başladım bile. İstanbul’un tarihi apartmanları arasında gezerken aslında gün içinde gezindiğim bu sokaklarda aslında hiç kafamı kaldırıp etrafa bakmadığımı fark ediyorum. Haksız mıyım?
Bu arada ilk yazımı henüz okumamış olanlar için link’i buraya bırakıyorum.
İstanbul tarihi apartmanları, belki günümüze kadar gelmiş İstanbul tarihi yerler listesinde ilk sıralarda değil, ama kesinlikle her an yanı başımızda. Sadece biraz dikkat istiyor biraz da romantizm. O halde bu kez hangi apartmanların hikayesini konuşacağımızdan bahsetmeye başlıyorum.
Anadolu Yakası’nın İlk Apartman Semti
Avrupa Yakası’nda çok daha fazla görmeye alıştığımız tarihi yapılar, Anadolu Yakası’nda ne durumda diye düşündüğümde bu konunun apartmanlarla olan hikayesini çok merak ettim. Örneğin, ilk apartmanlar hangi semtteydi?
Deniz kıyısından şöyle bir içerilere uzandığımda beni karşılayan eşsiz apartmanlar, Kadıköy’ün Haydarpaşa Garı’na olan uzantısı sayılabilecek Yeldeğirmeni semtinde karşıma çıktı. Bu yakanın ilk apartman semti, meğer bu tatlı ve tarih kokan Yeldeğirmeni’ndeymiş.
Eğer Yeldeğirmeni’ni görmeyenleriniz varsa mutlaka gezi rotanıza almanızı tavsiye ederim. Çukurcuma ile birbirine çok benzeyen sıcacık ve geçmişten kalma mahalle sıcaklığını çok iyi yansıtan yerlerden biri. Butik kahve dükkanları, sanat atölyeleri ve tasarım mağazalarıyla aklınızı başınızdan alacak.
Tarihi Valpreda Apartmanı
Eğer konumuza dönmem gerekirse ilk durak, İskele Sokak’taki Valpreda Apartmanı. Diğer bir ismi ise İtalyan Apartmanı. Denize uzanan sokaklardan birinde köşede tüm ihtişamıyla uzanan bu yedi katlı apartman, kendini fark ettirecek kadar karakteristik. 1909 yılında yapılmış ve içinde 14 dairesi olan bir tarihi eser. Üstelik İstanbul tarihinin ilk yüksek apartmanlarından.
Sadece Anadolu Yakası’nın değil, İstanbul tarihinin de konut amaçlı yapılan ilk apartmanlarından biri. 1900’lü yılların başlarını etkisi altına alan Art Nouveau stilinde inşa edilen apartman, aslında Haydarpaşa Garı’nı yapan İtalyan taş işçilerinin konaklaması için yapılmış. Alman mühendislerin imzasını taşıyan İtalyan Apartmanı’nın içinde birbirinden şanslı ev sahiplerini barındırıyor. Böylece neden diğer adının İtalyan Apartmanı olduğunu tahmin etmek zor olmuyor.
Musevi cemaatinden, yaptırdığı binalarla ünlü Levi Kehribarcı tarafından yapılmış ve o yıllarda hava gazı ile aydınlatılması için özel olarak tasarlanmış. Günümüze kadar ise hiçbir restorasyon çalışması yapılmadan gelmiş.
Son yıllarda Azra Kohen imzalı Gör Beni isimli romana konu olan apartman, cumhuriyetin ilk yıllarına ait eşsiz anılara ev sahipliği yapmış. Bu bilgilerle gezdiğinizde içinizi bambaşka hislerle dolduracağını söyleyebilirim. Bir rivayete göre ise apartmanın altından Haydarpaşa Garı’na uzanan gizli bir tünel olduğu. Daha sonra giriş ve çıkışlarının kapatılmasından dolayı günümüzde bir şehir efsanesi olarak kalmış.
Tarihi Kehribarcı Apartmanı
Valpreda Apartmanı’nın sahibi Levi Kehribarcı tarafından 1909 yılında Alman mühendislere yaptırılan Kehribarcı Apartmanı, Yeldeğirmeni’nin en yüksek binası. Bordo rengiyle daha yeni bir görünüme sahip olduğunu düşündürtse de detaylarında kaybolmak mümkün. Yahudi kültür mirası için çok şey ifade eden apartmanın en üst katı, ünlü yazar Mario Levi’nin uzun yıllar evi olmuş. Birbirinden güzel romanlarını, örneğin İstanbul Bir Masaldı kitabını bu apartmanın eşsiz tarihi yarımada manzarasına bakarak yazmış. Çok romantik değil mi?
Apartmanı yapan Alman mühendisler, o yıllar için neredeyse olmayan asansör kullanımına sonraki yıllarda ihtiyaç olacağını düşünüp gerekli mimari asansör boşluğunu bırakarak projeyi tamamlamışlar. Şimdilerde ise asansör tam da Alman mühendislerin düşündüğü gibi yerli yerinde.
Fransızca okunabilecek şekilde yazılan apartman ismiyle göz göze geldiğimde yine Valpreda Apartmanı’nında olduğu düşünüldüğü gibi altından bir tünelle Haydarpaşa Garı’na bağlandığını da öğreniyorum. Aslında bir şehir efsanesinden ziyade gerçeğe yakın bir bilgi olduğunu söyleyebilirim.
Tarihi Sünget Apartmanı
120 yaşında bu tatlı apartman, Yeldeğirmeni’ne girişlerden birinde hemen belli ediyor kendini. Tatlı, küçük bir bahçesi, bahçesinde görür görmez size doğru koşan kedileri de var. Nispeten daha sessiz sokaklardan birinde olan apartman, semtin en dikkat çeken yapılarından biri. Bahçesinde iki ailelik müştemilatı bile var.
Kadıköy’de kendi tarzında inşa edilen tek apartman olma ünüyle de biliniyor. 1906 yılında Schuller Pedotti Apartmanı olarak kaydedilen Sünget Apartmanı, adını Alman bir profesörden alıyor. Pedotti ismi ise Tuzla’da yapılmış ünlü bir kiremit fabrikasına sahip bir ailenin adıymış.
Bu bilgilerle iki ayrı kişinin ortaklığıyla yapıldığı tahmin edilen Sünget Apartmanı, ilk yapıldığı yıllarda Almanların kullanımı için düşünülmüş. Misafirhane, lojman ve ardından Haydarpaşa Garı işçilerine ev olmuş. 1930 yılında Ankara Han olarak anılmış ve Sünget ailesine geçince Sünget Apartmanı olarak isim değiştirmiş.
Farklı bir tasarımı olan apartmanda iki ayrı blok düşünülmüş. 16 odalı apartman, sonraları dairelere dönüştürülmüş. Bu tasarımı sebebiyle ise ilk zamanlarında odalarda sadece tuvaletler varmış. Banyo kullanımı için ise apartmanca ortak bir banyo alanı varmış. Ardından bu ortak banyo alanında bir gün bir cenaze yıkanmış ve apartman sakinleri artık bu banyoda yıkanamayacaklarını söylemişler. Tuvaletler ise bu yüzden birer birer mini banyolara dönüştürülmüş.
Tarihi Tevfik Tura Apartmanı
Yeldeğirmeni’nin ana caddesinde kolaylıkla bulabileceğiniz Tevfik Tura Apartmanı, ilk adıyla Demirciyan Apartmanı olarak tüccar Ermeni Demirciyan ailesi tarafından yapılmış. Yapıldığı tarih tam olarak bilinmese de 1906 yılındaki haritalarda bu apartmanın var olduğu biliniyor.
1938 yılında Süreya Apartmanı olarak isimlendirilen apartman, 1920’li yıllarda İttihat ve Terraki Cemiyeti liderlerinin Ermeni suikast komitacıları tarafından öldürülmesiyle paşa ve yaverlerin ailelerine dağıtılmış. 1950’li yıllarda ise Yeldeğirmeni, aldığı yoğun göç ile göçmen ve kalabalık ailelere açılmış. Bu süreçte bozulmaya başlayan semtte, vali muavini ve kadı olan Mehmet Tevfik Tura bu apartmanı almış. Hisselerinin bir bölümü ise hala Tura ailesinde.
Tüm Fotoğraflar: Emre Önemci
1 Comment
Anonim
11 ay agoOlağanüstü çok güzel fotoğraflar ve çok çok güzel anlatım supersınız