Mindfulness ile ilk kez 2013 yılında, katıldığım bir yoga dersinde tanıştım. Bu kavram benimle uzun yıllar kalsa da, düzenli pratik yapmaya geçtiğimiz yıl başladım ve tabiri caizse aşka düştüm!

O Sabah Kapıdan Çıktığımda Olacaklardan Habersizdim

Hamileliğimin 6. ayında beklenmedik ve ciddi bir komplikasyon yaşadım. Bu nedenle ben bir kaç gün, oğlumuz ise çok daha uzun bir süre yoğun bakımda kaldı. Ilk kez anne olmanın verdigi hisler, kendimi suçlama hali, ailemden uzakta her an değişen duygularım ve düşüncelerimle inişli çıkışlı, oldukça zor bir dönemdi. Bildiğim her şey camdan uçup gitmiş, o çok sevdiğim kontrol hissini tamamen kaybetmiştim. Sonrasında ise, oğlumuzla ilgili her şey yoluna girmesine rağmen, kendimi tamamen unutmuş ve adeta otomatik pilotta yaşıyor gibiydim. 

Tüm bunlar ve bir de üzerine patlak veren pandemi beni tükenmenin eşiğine getirmişti. Hani hep derler ya, “Sanki bir çukurdaydım ve çıkmaya çalıştıkça daha da dibe batıyordum.” Destek alıyordum; ancak kendi içime dönmem ve kendim için bir şey yapmam gerektiğini hissediyordum. Evren mesajı almış, karşıma o günlerde tekrar mindfulness’ı çıkartmıştı.

Fotoğraf: Gülin Bayav-Smit / Mindfulness Yolculuğumda Yanıma Aldıklarım

Değişim Ancak Siz Hazır Olduğunuzda Başlıyor…

İlk olarak Dr. Eda Uslu’nun 8 Haftalık “Mindfulness Temelli Stres Azaltma” (MBSR) Programı’na katıldım. Ardından yine Eda ile 6 Haftalık Kadınlık Halleri Programı ve 21 günlük “Me Time” Programı’nı takip ettim. Onun engin bilgisi ve tecrübesi, sesindeki huzur ve bizleri şefkatle sarmalayıp çıkardığı bu yolculuklar bende tam da arzu ettiğim bir değişimin kapısını araladı.

Bana sorarsanız mindfulness, hazır olduğunuzda son derece dönüştürücü olan ve hayat boyu süren bir yolculuk. Bugün sizlerle kendi yolculuğumda yanıma aldığım üç şeyi paylaşmak istiyorum.

Fotoğraf: Gülin Bayav-Smit / Mindfulness Yolculuğumda Yanıma Aldıklarım

3K: Küçük Adımlar, Kabullenmek ve Kendine Nazik Olmak

  1. Mindfulness bir adanmışlık gerektiriyor. Neticede fark yaratan; size aktarılanları ne derece hayatınıza dahil edip, ne ölçüde içselleştirebildiğiniz oluyor. İyi haber; bunun için ilk günden kendimizi bir odaya kapatıp 7/24 meditasyon yapmak zorunda değiliz! Küçük adımlar da gayet yeterli. Hatta tam da bu sayede çok daha sürdürülebilir kılabilir ve faydasını gördükçe gerekirse fazlası için imkan yaratabilirsiniz. Mesela haftada birkaç gün 10 dakikanızı kendinizle kalmaya ayırabilir misiniz? Siz bunu nerede ve hangi şekilde deneyimlemek istiyorsanız, hayatınıza sokabilirsiniz. Örneğin; yürümek, bulutları seyretmek veya bir kahve içmek de mindfulness pratiği olabilir.
  2. Mindfulness bizlere ‘Olanı, olduğu gibi kabul edebilmeyi’ öğretiyor. ‘Bu da tamam, bu kadarı da gayet yeterli’ diyebilmek günümüz dünyasında çoğumuz için gerçekten de zor. Modern hayatlarımızın getirdiği rekabet, koşturmaca ve mükemmeliyetçi yapımız bizi sürekli tetikliyor. Ancak, elimizden geleni yapıp geri kalanını bırakmanın verdiği enerji, rahatlama hissi ve huzur karşısında kesinlikle denemeye değer diyorum! Bu benim en zorlandığım alanlardan birisi ve sadece farkında olup kabul edebilmek bile bende çok büyük bir fark yarattı.
  3. Mindfulness, duygu ve düşüncelerimizin farkına varmamızı sağlıyor. Sizler de benim gibi zaman zaman otomatik pilottaysanız veya zihninizde açık duran sekmeler gitgide çoğalıyorsa bir mola vermenin zamanı gelmiş olabilir. Farkındalığı, duygu ve düşüncelerimize davet ettiğimizde olaylara uzaktan bakabiliriz. Bu sayede dürtüsel tepkiler vermek yerine davranışlarımızı seçebilir ve çok daha olumlu sonuçlar elde edebiliriz. Bir şeyin farkına vardığımızda artık bir seçim şansımız var demektir. Ben kendime karşı daha nazik, daha anlayışlı ve daha sevgi dolu olmayı seçiyorum. Peki ya siz? 
Fotoğraf: Gülin Bayav-Smit / Mindfulness Yolculuğumda Yanıma Aldıklarım