Yavaş Yaşam Hareketi Nedir? Nasıl Küçük Anlara Odaklanabiliriz?
En büyük hedefimiz, her alanda hızlı olmak. İş hayatında projeyi yetiştirirken, okul hayatında sınavlara hazırlanırken, evde işleri yoluna koymaya çabalarken hatta işten eve dönerken… Mevcut sistem hızlı olma baskısı yaratıyor. Zaman zaman hızlanmak hoşumuza gitse de, tempoya ayak uydursak da, “artık ben alıştım böyle yaşamaya” desek de, bu durum insan doğasına uymuyor, belli noktalarda patlamalara sebep oluyor. İşte tam da bu yüzden sürdürülebilir değil. Etrafınızda isyan bayrağı çeken, mevcut düzenini dönüştüren, bu konuda kararlar alan, bir süredir hayatımızda olan uzaktan çalışmanın getirisiyle yaşam alanında farklılaşmaya giden kişiler vardır. Hepsinin ortak noktası; Yavaş yaşam isteği.
Yavaş Yaşam Nedir? Nasıl Ortaya Çıktı?
İlk olarak 1980’lerde İtalya’da, yemek alanında “Fast food” (hızlı yemek) akımına karşı olarak, “Slow food” (yavaş yemek) akımı ile ortaya çıkıyor. Akımın öncüsü Carlo Petrini “fast food” yemeklerin sadece sağlığa ve bedene değil, sosyal düzene ve kültüre de olumsuz yönde etkileri olduğunu savunuyor. Çünkü yemek yemek sadece karnımızı doyurmak anlamına gelmiyor. Bir yandan; sosyal paylaşımı ve kültürü de temsil ediyor. Örneğin; bir toplumun yediği yemeğe ve sofra düzenlerine bakarak, o toplumun geçmişiyle, kültürüyle ilgili çok değerli bilgiler edinebilirsiniz.

Yemek alanında başlayan akım sonrasında hayatın farklı alanlarına da sıçrıyor. Peki bugün hayatın hangi alanlarında yavaş akımdan bahsediliyor? Yemek, moda, seyahat, mimari, tarım, kent (cittaslow) bunların başlıcaları.
Yavaş yaşam bir hayat tarzı tercihidir. Yavaş yaşam tercihi; yediklerimizden, arkadaşlıklarımızdan, duyduklarımızdan yani hayattan daha fazla keyif almayı hedeflemektir. Yavaş yaşamda hızlı tükettiğimiz ve birbirine benzeyen günlerimizi, yavaşlatarak farklılaştırmayı esas alırız.
Neden Yavaşlamaya İhtiyacımız Var?
Yavaşlama ve yavaşlıktan bahsettiğimizde, belki çocuklukta sıklıkla dinlediğimiz Ezop Masallarından dolayı, kaplumbağa kadar ağır hareket etmeyi algılıyor olabilirsiniz. Ancak Carl Honorè, kendi deyimiyle “hız çılgınlığı sayesinde yaşadığımız öfke kültürü”nü eleştirdiği “Yavaş” kitabında, yavaş hareketini şöyle açıklıyor: “Daha dolu dolu dolu bir hayat, daha mutlu bir yaşam sürdürebilmek adına, hepimizin çılgın tempomuz içinde önce bir sakinleşmemiz, sonra da denge kurmamız gerekiyor.”
Kitaptan en sevdiğimiz kısmı da bu yazıda alıntılamadan geçmeyelim.
İnsanlar öylesine çılgın bir kavga, gürültünün içerisinde doğar, evlenir, yaşar ve ölür ki çıldırabileceklerini düşünürsünüz.

Teknolojinin gelişimi ile tüm dünyamızı cebimizde taşır hale gelmemiz, bizi 7-24 ulaşılabilir kılan teknoloji ürünü cihazlarımız ve son olarak da pandemi dönemi ile birlikte ağırlıklı olarak evden çalışma durumu ile her şeye yetişmenin tek yolunu hız olarak dayatıyor. Ancak bu denli hızı, yazımızın başında da bahsettiğimiz gibi insan yapısının sağlıklı bir şekilde sürdürmesi mümkün değil. Şimdi kendinizi ve etrafınızdakileri bir düşünün. “Yoruldum” sık sık duyduklarınız arasında mı yer alıyor? Peki siz kendinizi yorgun hissediyor musunuz?

Yavaş Yaşam Mümkün mü?
Herkesin yavaş yaşam tecrübesi, yavaşlama ihtiyaç seviyesi farklı. Yavaşlama ile akıllara hemen toprakla uğraşmak, kent yaşamından çıkmak ve hayatı kökten değiştirmek geliyor. Ancak şehri terketmeden, mevcut düzeninizde yavaşlamanız da mümkün.
Gitmek istediğiniz nokta yine yukarıda tasvir ettiğimiz alan olabilir. Ancak bu noktaya ulaşmak için hayatınızı çok hızlı dönüştürmeniz gerekmiyor. Adım adım ilerlemek hem süreci kolaylaştıracaktır, hem de daha olası kılacaktır.
Yavaş yaşama zamanım yok diyebilirsiniz, ancak bunun bir yaşam tarzı olduğunu unutmayın. İlla ideal bir yavaşlama düşünmeyin. Hayatınız ne kadar hızlı olursa olsun en azından 1 alan bulabilirsiniz. Hayatınızda yapacağınız ufak değişiklikler, anda olmanızı, küçük şeylerden mutlu olmanızı, daha odaklı ve daha huzurlu yaşamanızı sağlayacaktır.

Pratik Uygulamalar
- Üretmeye başlayın: Tüketmeye odaklandığımız çağda, en basit olarak; bitki, sebze, meyve yetiştirerek başlayabilirsiniz. Bu size üretilen bir ürünün değerini anlamanıza fayda sağlayacak. Şehirdeki küçük dairemde bunun için yerim yok diyebilirsiniz. Ufak bir saksıda, evin güneş gören bir köşesinde yetiştirmeye çalışarak ilk adımı atmayı deneyebilirsiniz.
- Sosyalleşmeye çalışın: Sosyalleşme, yavaş yemek konusunda da besleyici oluyor. Tüm öğünlerinizi sosyalleşerek yiyemediğinizi tahmin ediyoruz. Ancak mümkün olan öğünleri, sevdiklerinizle, ailenizle, iş arkadaşlarınızla yemeye çalışın. Göreceksiniz ki paylaşmaya, birbirinizi daha iyi tanımaya başlayacaksınız. Aynı zamanda yediklerinizin de farkında olarak yemeğinizi yiyeceksiniz.
- Anda olun: Mindfulness‘ın pratik uygulamaları anda olma konusunda size yardımcı olacaktır. Ancak, hemen neyi iyileştirebilirim derseniz; dizi ya da film izlerken telefonu biraz uzakta bırakarak başlayabilirsiniz. Kolay bir önerimizde; içinde yaşadığınız şehrin geçmişini, kimliğini, kültürü öğrenmeye çalışmak. Mesela işe ya da okula giderken her gün önünden geçtiğiniz tarihi binanın anlamını biliyor musunuz? Kafanızı kaldırın, etrafınızda olanların farkına varmaya çalışın.
- Daha fazla hayır diyin: Böylece hayatınızı yavaşlatmak için fırsat yaratabileceğiniz daha fazla zamanınınız olacak. Her şeye evet demenin getirdiği baskıdan ve yoğun stresten de mümkün olduğunca uzaklaştığınızı fark edeceksiniz.
- Bedeninizi dinlendirin. Uyku kalitenizi arttırmaya çalışarak başlayın. Dinlenmiş bir beden yenilenme için gereklidir.
- Büyük resmi görmeye çalışın: Eylem anlarında amigdalanın sizi ele geçirdiğini hissettiğinizde derin bir nefes alın ve bir adım geriden bakın.

Yavaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Bülent Köstem‘in TEDxBursa’da yaptığı Yavaş Yaşa konuşmasını izlemenizi tavsiye ederiz.
Bu yazılar da ilginizi çekebilir; Morning Pages Nedir? Nasıl Uygulanır? ve Overthinking Nedir? Nasıl Başa Çıkabilirsiniz?