Yavaşlamanın Zamanı Gelmedi mi?
Her şeyin çok hızlı aktığı dünyamızda en azından tüketici olarak biraz yavaşlamak fena olmazdı. Bunu başarmanın ilk adımları arasında doğayla iç içe olmak, gereğinden fazla tüketmemek, insan ve hayvan haklarına sahip çıkan, çevreyi koruyan markalardan alışveriş yapmak sayılabilir.
Gereğinden fazla tüketmemek deyince öncelikle Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi kuramını hatırlayalım. Maslow’a göre insanların doğuştan ihtiyaçları vardır ve bu ihtiyaçların da temel bir öncelik sıralaması bulunur. İnsanlar en önemli ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra bir üst basamağa çıkarlar. Peki nedir bu kadar önemli ihtiyaçlar?
İlk olarak nefes alma, yeme, içme, uyku gibi fizyolojik gereksinimlerin karşılanması, daha sonra ise kendimizi ve ailemizi güvende tutma ihtiyacımız gelmektedir. Ardından insanlar ile iletişimde bulunma ve dolayısıyla sevgi ve ait olma gereksinimi, başkaları tarafından tanınma ve takdir görmeyi kapsayan saygınlık gereksinimi de karşılandıktan sonra zirvede kendini gerçekleştirme gereksinimine (kişisel tatmin) ulaşılır.

Robinson Crusoe ve Cuma İhtiyaçlarını Nasıl Gidermişlerdi?
Bu hiyerarşiyi gerçekleştirmek insanoğlu için zorunlu olmasına karşın ne şekilde giderildiği kişiden kişiye göre rasyonel ve duygusal anlamda değişiklik gösterir.
Hatta Maslow’un İhtiyaçları Hiyerarşisi 1943 yılında ortaya çıkmasına rağmen, 1719 yılında Daniel Defoe tarafından yazılan Robinson Crusoe romanında da ıssız bir adada yaşamak zorunda kalan insanın dahi bu hiyerarşiye uyumlu bir davranış sergilediği gözlenmiştir.
Robinson dünyayı gezme hayali ile yola çıkmış, adaya ilk düştüğünde yiyecek bulmaya çalışmış, daha sonra olumsuz hava koşullarından korunmak için barınak inşa etmiştir. Cuma ile ilişkilerinde öncelikle sevgi ihtiyacını, daha sonra da ona öğretmenlik yaparak saygınlık ihtiyacını karşılamıştır. En son olarak adada kendini geliştirebileceği en üst düzeye ulaşarak, bir araç yapıp adadan kurtulmaya çalışarak kendini gerçekleştirmiştir.

Satın Alma En Son Seçeneğiniz Olsun Mu?
Kanadalı grafiker Sarah Lazarovic ise Maslow’un “İhtiyaçlar Teorisi”nden yola çıkarak, tüketme ya da satın alma davranışı bağlamında ele alarak “Buyerarchy of Needs” – Satın Alma (ma) Hiyerarşisi kavramını ortaya atmıştır.

- Sahip Olduğunu Kullan
Yavaşlamak, satın almadan önce sahip olduklarınızı kullanmakla başlar. Sahip olduklarımızla ne kadar süre yaşarız? Bu soruyu kendimize sormamız gerekli. Sürekli trendleri takip etmek yerine şu sözü hatırlamakta fayda var; “Moda geçer stil kalır.” (Coco Chanel).
- Ödünç Al/ Kirala
Eğer sahip olduklarınızla çözüme ulaşamadıysanız, ikinci basamak ödünç almaktır. Arkadaşından, komşundan ödünç al, yoksa kiralayabilirsiniz. Yeni nesil paylaşım ekonomisi ile yükselirken, dünyanın en büyük kitapçısının hiç kitabı olmadığını, en büyük ev kiralama şirketinin hiç eve sahip olmadığını düşündüğümüzde, demek ki ödünç almak o kadar da kötü bir seçim değilmiş.
- Takas Yap
Ödünçten daha uzun süreli bir ihtiyacınız varsa dünyanın en eski ticaret yöntemlerinden takası deneyebilirsiniz. Sizden birşey gider, yenisine yer açılır. Hatta yerin yanında yeni anılara da merhaba diyebilirsiniz.
- 2.El Ürün Satan Sitelerden Al
Eğer sahip olmak şart ise 2. el satan sitelere göz atmakta fayda var. Retro, vintage olarak da nitelendirilebilen bu siteler insanların birbiriyle yardımlaşmasına olanak tanırken, ürünlerin yeniden değerlendirilmesi ile çevrenin korunmasına da katkıda bulunur.
- Kendin Yap
İngilizce’de DIY (Do It Yourself) denilen kendin yap projeleri de son dönemde sosyal medya aracılığıyla daha çok kişi tarafından uygulanmaya başlamıştır. Evde denemek, kendin yapmak insana hem iyi gelen, emek verdiren hem de parasını cebinde tutan aktivitelerdir.

- Satın Al
Piramitin en üstünde tüm bu saydıklarımız ile ihtiyacınız karşılanamıyorsa son seçenek olarak artık satın alabilirsiniz. 🙂
Satın almadan önce bu basamakları değerlendirsek dünya üzerinde neler değişirdi?
Ana Görsel Kaynak: Unsplash – Artificial Photography